GDO Nedir? GDO’nun Zararları Nelerdir?

GDO Nedir? GDO’nun Zararları Nelerdir?

GDO Nedir? GDO’nun Zararları Nelerdir? Genetiği değiştirilmiş organizmalar(GDO), genetik mühendisliğinde kullanılan birtakım teknikler yardımıyla bazı organizmaların kalıtımsal değişikliğe uğratılması sonrasında elde ediliyor.

Rekombinant DNA ismi verilen tekniklerle canlı organizmalar yepyeni bir tür ortaya çıkarmak adına aynı molekül içerisinde bir araya toplanıyor.

DNA’nın organizmalara aktarılması ile ortaya çıkan bu yeni türün kendine özgü özellikleri bulunuyor.

İlk kez 1972 yılında Paul Berg tarafından rekombinant DNA molekülünün üretilmesinin ardında artan dünya nüfusunun besin ihtiyacını karşılamak gibi masum ve toplum yararını gözeten bir sebep bulunsa da günümüzde GDO’lu gıdaların maalesef ki sağlığımıza pek çok zararı bulunuyor.

Bu yazımızda kısaca GDO’lu ürünlerin olası zararlarına değinmek istiyoruz. İşte, son yıllarda bilim adamları tarafından sıklıkla tartışılan GDO’lu ürünlere dair bilmeniz gereken ayrıntılar:

GDO Nedir

Gdo nedir yada gdo ne demek sorusuna cevap vermek gerekirse kısaca genetiği değiştirilmiş gıda demek doğru olur. GDO açılımı ise Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar kelimesinin baş harflerinin kısaltılmış halidir. Kimisi tarafından çok yararlı görülen bu durum kimileri tarafından oldukça tehlikeli kabul edilmiştir.

Genetik mühendislerinin çeşitli bilimsel teknikler kullanarak insan eli ile yapılan değişikliklerdir.

GDO Uygulama Alanları:

Rekombinant DNA teknolojisi; besin üretiminin yanı sıra ilaç, yem sanayisi gibi pek çok alanda da kullanılabiliyor. Bu teknolojinin kullanım alanlarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

  • Hastalıkların erken teşhisi ve önlenmesi amacıyla pek çok ilaç ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi aşamasında genetik mühendisliğinden ve rekombinant DNA teknolojisinden yararlanılıyor.
  • Günümüzde DNA teknolojisi ile bitkiler, insanlar ve hayvanlar arasında gen nakli yapılabiliyor. Örneğin bir balığın genleri kolaylıkla bir bitkiye, bir bitkinin genleri ise başka bir canlıya aktarılabiliyor.
  • Biyoteknolojinin temelini oluşturan GDO uygulamaları, belirli bir organizmanın genlerinin parçalanabilmesine, üretilebilmesine, kopyalanabilmesine, başka bir organizmaya aktarılabilmesine aracılık ediyor.
  • Sazan balığı gibi bazı canlıların hızlıca büyümesini sağlayan GDO teknolojisi ile yüzlerce değişik canlı türü elde edilebiliyor.

Teoride faydalı olarak görülen DNA teknolojisinin kullanılmasını ahlaki bulmayan, GDO karşıtı pek çok bilim adamı da bulunuyor.

GDO uygulamalarına karşı olan bilim adamlarına, çevrecilere, araştırmacılara göre mikroorganizma genlerinin kopyalanarak, başka organizmaya aktarılması; dünyanın sonunu getirecek yeni canlı türlerinin yaratılmasını, hatta besin zincirinin sona erme tehlikesini bile mümkün hale getirebiliyor.

GDO’nun Zararlar

Bilim adamları tarafından öngörülen GDO’lu ürünlerin yani rekombinant DNA teknolojisini kullanmanın olası zararlarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

  • DNA teknolojisi ile üretilen pek çok besinin organik besinlere göre sindiriminin daha zor olması, bağırsak ve sindirim sistemine dair sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu gıdalar; mide şişkinliği, gaz, kabızlık gibi hafif sindirim sistemi sorunlarından tutun da kolit, bağırsak kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına bile neden olabiliyor.
  • Toksik etki göstererek, vücudumuzu zehirleyen bu gıdalar; bağışıklığımızı düşürerek, kanser başta olmak üzere ölümcül sağlık sorunlarına yakalanabilme olasılığımızı yükseltiyor.
  • Bilim adamları tarafından yaklaşık 40 yıl gibi kısa bir süre içerisinde bile binlerce farklı yaratık çeşidinin üretildiği öngörülüyor. Bu durum gelecekte insan ırkını ve tüm çevreyi yok edebilecek yeni yaratıkların da üretilebileceği anlamına geliyor.
  • İlk zamanlarda dünyadaki aç insanları doyurmak, yeni besinler üretmek amacıyla başlatılan çalışmaların günümüzde özel şirketler tarafından yürütülmesi, bu bilimin maddi kazançlar doğrultusunda çevreye, doğaya, insanlığa ve tüm canlılara zararı dokunabilecek hatta dünyayı ve tüm yaşamı sona erdirecek çalışmalara dönüşmesi riski bulunuyor.
  • Yapılan çalışmalara göre GDO’lu yani genetiği değiştirilmiş gıdalarla beslenen farelerde böbrek ve karaciğer hasarına rastlanması, GDO’lu besinlerin insanlara da zarar verebileceğini adeta gözler önüne seriyor.
  • Günümüzde biyoteknoloji alanında faaliyet gösteren pek çok şirkette genetiği değiştirilmiş hayvanlar; deney aracı olarak kullanılıyor. Bilim adamları tarafından sürekli deneye tabi tutulan bu hayvanların da yaşam hakkı olduğu maalesef ki unutuluyor. Bu durum pek çok insanın, özellikle çevrecilerin ve hayvan severlerin tepkisini çekse de ABD Patent Bürosu; özel şirketlere bu hayvanları patent altına alma hakkı tanıyor. Maalesef ki bu durumda çevrecilerin ve hayvan severlerin yapabileceği bir şey bulunmuyor.
  • Teknoloji ile organizmaya aktarılan genler, kaçarak başka bir canlıya hatta başka bir türe geçebiliyor. Bu organizmaların doğal organizmalarla birlikte yaşaması, biyoçeşitliliği tehdit edebiliyor.
  • GDO’lu organizmalar, kuşlara, tozlaştırıcılara yani başka organizmalara da zarar verebiliyor.

GDO Teknolojisinin Faydaları

Pek çok olası zararı bulunan GDO teknolojisi doğru bir şekilde kullanıldığında ise üründen daha fazla verim elde edilebilmesine olanak tanıyor.

GDO Teknolojisi’nin faydalarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

  • Genetiği değiştirilen bitkiler, özellikle kendilerine zarar veren tarımsal böceklere yani zararlı canlılara karşı daha dayanıklı hale getiriliyor. Bu durum ise hasadın daha bol olmasını sağlayarak, ürün kayıp oranını azaltıyor.
  • GDO teknolojisi; bitkilerin kuraklık, sıcak, yağmur gibi hava koşullarına karşı daha dayanıklı olmalarına olanak tanıyor.
  • Çiftlik hayvanlarının süt, et ve yününün daha kaliteli olması sağlanabiliyor. Bu durum, üretim maliyetlerinin düşmesi anlamına da geldiğinden insanların besinlere erişimi de kolaylaşmış oluyor.
  • Böceklere karşı bitki çeşitlerine kazandırılan direnç, tarım kimyasallarının da daha az kullanmasını sağlıyor.
  • GDO teknolojisi ile ürün verimliliği arttırılabildiği gibi doğal alanların ve tarım arazilerinin tahrip olması da önlenebiliyor.
  • İlaç ve aşı sanayisinde kullanılan GDO teknolojisi ile pek çok hastalığın tedavisi mümkünleşebiliyor.

GDO’lu Ürünler

Günümüzde Amerika’da ve pek çok ülkede buğday, çilek, domates, yer fıstığı, havuç, patates, kiraz, pirinç gibi pek çok temel besinin üretiminde rekombinant DNA teknolojisi kullanılıyor. Aynı zamanda ilaç ve yem sanayisinde de bu teknolojiden yararlanılıyor.

Amerika’nın yanı sıra Yunanistan, Avusturya, Fransa, Almanya, Macaristan gibi pek çok Avrupa ülkesinde de son zamanlarda GDO’lu ürünler imal ediliyor.

Ülkemizde GDO’lu yemlerin ve gıdaların üretimi yönetmelik çerçevesinde yasak olsa da maalesef ki ürünleri denetleme yetkisi bulunan bir kuruluş bulunmuyor. Bu durum, ülkemizde de pek çok sebze, bitki, et ve diğer gıdaların üretiminde rekombinant DNA teknolojisinin kullanılma riskini beraberinde getiriyor.

Ülkemizde gıdaların büyük çoğunluğunun yurtdışından özellikle Amerika, Avrupa gibi ülkeler tarafından ithal edilmesi, GDO’lu ürünleri tükettiğimiz anlamına geliyor.

Brezilya gibi bazı ülkelerde içeriği %1’den daha fazla olan GDO’lu ürünlerin etiketlenmesi zorunlu iken, Fransa’da hiçbir şekilde GDO’lu gıda üretimine izin verilmiyor.

Zambiya gibi bazı ülkelerde ise GDO’nun faydalarını halka anlatmak üzere eğitimler düzenleniyor.

Kısacası rekombinant DNA teknolojisine bazı ülkeler sıcak bakarken bazı ülkeler, üretimini ahlaki ve mantıklı bulmuyor. Aksine bu teknolojinin kullanımına dünya genelinde bir an önce son verilmesi gerektiğini düşüyor.

GDO içeren Gıdaların İnsan Sağlığına Zararları

GDO içeren gıda tüketiminin zararlarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

  • Hamile kadınlar tarafından tüketildiğinde fetüsün oluşumu ve gelişimi üzerinde ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
  • Besinlerin vücudumuz tarafından tam parçalanamaması ve sindirilememesi, özellikle alerjisi bulunan kişilerin sağlığını tehdit ediyor. Hatta alerjisi olan kişilerin hayatını kaybetmesine bile neden olabiliyor.
  • Hormonal dengeyi bozan bu ürünler, antibiyotiklerin etkisini azaltıyor.
  • Rüzgar ile bitkilere ve çevreye karışarak, biyolojik çeşitliliğe zarar veriyor.
  • Bitki köklerinden toprağa geçerek, tüm doğayı etkileyerek, çevresel sorunlara davetiye çıkarıyor.
  • Kısacası insan sağlığının yanı sıra tüm ekosisteme ve çevreye de zarar veriyor.

Bu yazımızda kısaca GDO nedir? Zararları nelerdir? sorularını yanıtlamaya çalıştık.

Mümkün olduğunca organik yani doğal, kendi ortamında yetişen besinleri tüketerek, GDO’lu ürünlerin potansiyel zararlarından korunabilirsiniz.

Özellikle gelişme çağındaki çocuğunuzu ya da bebeğinizi beslerken, onun sağlıklı gelişimi aşamasında GDO’lu ürünlerden mümkün olduğunca uzak durmanızı öneriyoruz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.